Aklın Yolu

Sevinc Kahraman
Türkçe Yayın
Published in
2 min readMar 10, 2021

--

Photo by Kellen Riggin on Unsplash

Aydınlanma inancı; insanoğlunun, kendi bilgeliğine ulaşabilmesi için, kendi içsel yolculuğuna çıkma cesaretini göstermesiyle başlamıştır. Dini inancı ya da yaşam geleneği ne olursa olsun, aydınlanma hali, aslında “Bir yolda oluş durumu”dur. Şöyle düşünebiliriz; doğru bilginin ışığında, hür irademizi, ruh ve akıl dengemizi iyi kullanarak kendi mutlu dünyamızı yaratabilmenin iç huzuruna erişebilme yolculuğudur Aydınlanma…

Düşünsel mantığı; hayatımızın odağı haline getirerek, yaşamımızdaki isteklerimizi, Aklın yolu (Mantık) ve Kalbin yolu (Vicdan) arasında dengeli bir yol çizerek elde edebileceğimizin farkında olmalıyız. Yani; kendi irademizi, başkalarının yönlendirmesi ve etkisi olmaksızın ortaya koyabilme yetisini kazanabilmenin önemini çok iyi anlamış olmamız gerekiyor.

Aydınlanma bilinci; doğru bilgiyle başlar, akıl ve vicdan terazisinde yönünü çizer ve sonrasında bilgeliğe doğru yol alır…Yol aldıkça da “Kendinin farkında ve kendiyle mutlu olma hali” ortaya çıkar. Bu durumun bir başka ifadesi, “Yolda oluş hali”dir. Aslında aydınlanma isteği, bilgiyi kovalamak ile başlar. Bilge insan nesnel varlıkların açlığını çekmez. Onun açlığı, kendi zihnini bilgi ile doldurabilmenin açlığıdır. “O” yaşamda sürüklenmez, amaçsız değildir. Kendi iç yolculuğuna çıkmıştır ve hep “Yolda”dır. Hep “Farkında oluş halinde”dir.

Başkent Üniversitesi Kültür Yayını olan Bütün Dünya dergisinin 2017 Eylül sayısında Berk Yüksel’in kaleme aldığı demeçlerde göze çarpan birkaç satır, bugün ki blog yazımda yer almalı diye düşünüyorum. Derginin 76. sayfasında yer alan şu birkaç söylem zamansız bir zamandan insanoğluna sesleniyor sanki;

Kant, aydınlanmacılığı, “aklı kullanma cesareti” olarak tanımlar. “Sapare Aude!” der Kant. “Aklını kullanma cesaretini göster!” sözü aydınlanmanın parolasıdır!

Aydınlanma elbette bir sürecin, bir ilerleyişin, bir varoluş bilincinin özgürlüğe açılan kapısı gibidir. Bu süreç insanoğlu için yüzyıllar almıştır. Belki de sonu olmayan bir arayış, belki de kendi içsel dünyamıza bir dokunuş, bir kurtuluşa erme ya da kendi tutsaklığımızdan kurtulabilme arayışı olabilir…Dünya’nın neresinde olursa olsun, Aydınlanma; haklı bir ilerleme şeklidir – “Ben de varım, buradayım ve düşünebiliyorsam, sorgulayabiliyorsam, doğru olana katkım var deme” şeklidir. İşte bu inanç ve azim insanlığın, aydınlanma yolunda kararlı bir duruş göstermesine ışık tutacaktır.

Bütün Dünya dergisinin 2017 Eylül sayısında 76. sayfada Goethe’nin bir sözü dikkati çekiyor;

“İnsanlara oldukları gibi davranırsak, oldukları gibi kala kalırlar. Ama onlara olmaları gerektiği gibi davranırsak, olabileceklerinin en iyisi olurlar.”

Akıl, vicdan dengesini iyi kullanabilen bireyler olabilmenin çabası içinde olmalıyız. Aydınlanma bir süreçse eğer; bu süreci, zamanı ve bilgiyi doğru kullanmak ile bir sonuca ya da bir zafere ulaştırabiliriz.

Akıl ve kalp gözümüzü, aydınlığa açılan kapılara çevirelim. Yani, geleceğe, geleceğin bizlerden beklediklerine…

Sevinc Kahraman

--

--

Sevinc Kahraman
Türkçe Yayın

Landscape Architect, M.A. | X/Instagram: sevinckahraman_